Yurtdışı eğitimi dendiği zaman öğrencilerin ve velilerin gözünü en çok korkutan olgulardan birisi de bu eğitime harcanacak para miktarıdır. Türkiye’deki eğitimin sınav tabanlı baskılarından ve akademik yetersizlikten sıkılan öğrenciler ve veliler çoğu zaman yurtdışında alınacak kaliteli bir eğitim programına yönelmektedirler. Fakat yurtdışı ülkeleri ile Türkiye’nin arasındaki ekonomik uçurum ve kur farkı çoğu zaman hem öğrenciler hem de veliler için bir endişe kaynağı olmaktadır.
Ancak bu endişenin tamamıyla yersiz olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz zira yurtdışında eğitim fırsatını öğrencilere sunan pek çok ülke part-time çalışma imkanı ve cömert burslar gibi seçenekleri öğrencilere sunmaktadır. Örnek vermek gerekirse Polonya, bünyesinde eğitim gören öğrencilere haftada 20 saat çalışma imkanı sunarken, Almanya ise tüm devlet üniversitelerini ücretsiz yapmış ve böylelikle öğrencileri maddi kaygılardan özgürleştirmeyi amaçlamıştır.
Kur farkının yarattığı etkileri dengelemenin bir diğer yolu ise yurtdışında eğitim alınacak ülkenin para birimi ile banka hesaplarına yatırılan burslara başvurmaktır. Bir öğrencinin yurtdışında eğitim alırken yaşamını devam ettirmesini sağlayacak kadar yüksek bir rakama sahip olan bu burslardan birisi alındığı takdirde hem öğrenci hem de velisi büyük bir yükten kurtulacak ve bu sayede akademik başarı garanti altına alınacaktır.
Sözü geçen kur farkı her ne kadar yüksek olsa da yurtdışında yüksek olan refah seviyesi ve sosyal devlet anlayışı sayesinde ulaşım, barınma ve beslenme gibi ihtiyaçlar bu ekonomik fark göz önüne alındığında dahi ekonomik bir sıkıntı çeken Türkiye ile aşağı yukarı aynı rakama gelmektedir. “Yurtdışında eğitim alacağım, çok para harcar mıyım?” sorusu kafanızı karıştırıyorsa yurtdışı ülkelerinin gelişmiş ekonomisinden dolayı son derece ucuz ürünleri yüksek bir kaliteyle bünyesinde eğitim gören kişilere ve vatandaşlarına sunduğunu da unutmayın.
Yukarıda bahsettiğimiz sosyal devlet anlayışının öğrencilere sunduğu en önemli avantajlardan bir diğeri de Türkiye’de ateş pahası olabilen özel öğrenci yurtlarının son derece uygun bir fiyatla yurtdışı ülkelerinde mevcut olmasıdır. Bir evden farksız olan bu yurtlar Türkiye’de eğitim gören bir öğrencinin tek başına yaşadığı bir eve vereceği rakamın yarısından dahi ucuz olabildiğinden dolayı büyük bir maddi sıkıntı oluşturmamaktadır.
Barınma konusundaki bu avantajın yanı sıra pek çok üniversite bünyesinde eğitim gören öğrencilere okul dahilinde çalışabilecekleri işleri sağlamaktadır ve bu işlerin ödemeleri ülkede geçerli olan para birimiyle yapıldığından dolayı hem öğrencinin hem de ailesinin sırtından büyük bir yük almaktadır. “Eyvah, yurtdışında okumak çok para!” düşüncesine kapılan öğrenciler ve veliler bu çalışma programları sayesinde rahat bir nefes alabilirler ve kaliteli bir eğitimin sağlayacağı geniş çaplı olanakların tadını gönül ferahlığıyla çıkartabilirler.
Dünyanın en iyi 1000 üniversitelerinden birinde saygın, köklü ve prestijli bir üniversite hayatı yaşamak ve öğrenci dostu yurtdışı ülkelerinden birindeki başarılı okullardan birine kayıt yaptırmak için İzmir, Ankara ve İstanbul ofislerimizi ziyaret edebilirsiniz.
